*Bu yazı 08/05/2023 tarihinde yayınlanmıştır.
İbrahim Nabil BA MATRAF / Araştırmacı-Yazar
Sudan bir gecede Ortadoğu'nun en şiddet yaşanan bölgelerinden birine dönüştü. Sokaklar ve mahalleler, silah sesleri ve füzelerin ateşlendiği bölgeler haline geldi. Top ve makineli tüfek sesleri her eve ulaştı.
15 Nisan Cumartesi günü sabahın erken saatlerinden itibaren savaş şiddetlendi ve kan kokusu Sudan'ın her yerine yayıldı. Bu kanlı çatışmalar, analistler ve gözlemciler de dahil olmak üzere herkes için beklenmedik bir olaydı. Herkes Sudan'daki siyasi krizin çözümünü beklerken, bu çatışmalar olası bir siyasi çözümün önünde bir engel oldu.
Bu çalışmada Sudan'daki durumu, siyasi nedenlerini ve sonuçlarını ve şu anda sahada olan askeri gerçeği derinlemesine tartışmaya çalışacağız ve beklenen senaryolarla bitireceğiz.
1- Sudan'da neler oluyor?
Sudan'ın başkenti Hartum, Darfur ve Mavi Nil eyaleti başta olmak üzere Sudan'ın birçok bölgesinde Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmalar sürüyor. İki taraf, cumhurbaşkanlığı sarayı, ülkenin kuzeyindeki Merowe havaalanı, uluslararası havaalanı ve televizyon kontrol birimleri gibi hayati bölgeleri kontrol edebildiğini kanıtlamak için medyada ve sosyal medyada yarışıyor.
Bu gibi durumlarda yaygın olan haberlerin çoğu bir nevi psikolojik savaş niteliğinde olduğundan gerçek habere ulaşmak neredeyse imkânsız bir hal almaktadır. Ancak kesin olan şu ki, her iki tarafta da şiddetli çatışmalar ve ağır kayıplar yaşanıyor. Bir tarafın diğerine üstünlüğünden bahsetmek için ise henüz çok erken gözükmektedir. 19 Nisan Çarşamba akşamı 24 saatlik ateşkes ilan edilmesine rağmen bu ateşkes sağlanamadı ve çatışmalar devam etti.
Çatışmaların başlama nedenleri bir miktar gizeme bürünmüş durumda. İki taraf da kendi hikayesini anlatıyor. Sudan Ordusu, çatışmanın HDK'yi Hartum'daki Başkanlık Sarayı da dahil olmak üzere stratejik bölgeleri ele geçirmeye çalışmakla suçlayarak, başkentin güney kesimindeki güçlerine saldırmaya çalışmasının ardından çıktığını söyledi. Hızlı Destek Kuvvetleri ise orduyu Hartum'un güneyindeki üslerinden birine saldırmakla suçladı.
Ancak bu silahlı çatışmalar, Sudan Ordusu komutanı Abdülfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri komutanı Hemetti arasındaki siyasi anlaşmazlıktan kaynaklanıyor. Eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir'in 2019 yılında devrilmesinde müttefik olsalar da bu ittifak, sivil yönetime geçiş aşamasının bir parçası olarak Hızlı Destek Güçlerinin orduya entegrasyonu konusundaki anlaşmazlık nedeniyle ikili çatışmaya dönüştü.
Bu çatışmalar, 2019'da Ömer El Beşir rejimine karşı düzenlenen devrimden bu yana siyasi krizi sona erdirmesi gereken siyasi anlaşma konusunda tüm Sudanlı partilerin anlaşmaya varamadığı hassas bir zamanda gerçekleşti. Özellikle Burhan'ın Ekim 2021'de gerçekleştirdiği ve tüm sivil güçlerin dışlanmasına neden olan askeri darbenin ardından siyasi kriz daha da derinleşmesine neden oldu. Darbe karşıtı gösteriler nedeniyle 100 sivil öldürülmesi ise sivillerin darbe karşısında yer almasını sağladı. Hızlı Destek Güçleri Komutanı Hemetti de bu darbeye karşı çıkmış ve bu darbeyi eski rejimin yeniden kurulmasına açılan bir kapı olarak görmüştür. Bazı göstericiler ayrıca geçen Ekim ayında Sudan hükümetine karşı düzenlenen askeri darbenin arkasında Moskova'nın olduğuna inanmaktadır.
Ancak asıl ve en önemli sebep Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan ile yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalo "Hemetti" arasındaki iktidar mücadelesi olarak gösterilmektedir. Mevcut çatışmalar, dış etki yanında, ülkenin askeri liderliği içindeki güç mücadelesinin bir parçasıdır.
Çatışma başlangıçta ideolojik bir nedenden öte bir hakimiyet mücadelesi olmasına rağmen, Hızlı Destek Güçleri başkanı Muhammed Hamdan Daglo (Hemetti), Sudanlı ordu komutanı Abdülfettah el-Burhan'ı aşırılık yanlısı İslamcı olmakla suçlamasıyla çatışmalar ideolojik bir zemine taşınmış oldu.
2-Askeri yeteneklere bir bakış: En güçlü kim?
Çatışmaların yoğunlaşması ve herhangi bir tarafın hızlı bir askeri zafer elde edememesi ile tarafların askeri güçleri artmaya başladı. Böylece ana soru şu hale geldi: Kim daha güçlü taraf? Kim askeri bir zafer elde etme yeteneğine sahip?
Sudan Ordusu’nun, özellikle savaş uçaklarına sahip olması nedeniyle, Hızlı Destek Kuvvetleri'nden daha fazla ve daha büyük askeri yeteneklere sahip olduğu tahmin edilmektedir. Hava desteği olmadan savaşın milislerin lehine olması imkânı zor bir durum.
Ancak çatışmaların daha uzun süre devam edebilecek sokak ve çete savaşlarına dönüşeceği yönünde beklentiler var. Bu, askeri silahlanma açısından zayıf olan Hızlı Destek Kuvvetleri üzerinde baskı oluşturacaktır. Hızlı Destek Güçlerinin kapasitesindeki bu zayıflık, BAE’nin Hızlı Destek Kuvvetleri’ne farklı tipte silahlar göndermesinin nedeni olabilir. Sözde Libya Tümgenerali Hafter de Hızlı Destek Güçlerine askeri destek sağlamakta.
Ancak silah akışının devam etmesi ve çatışmaların gerilla savaşına dönüşmesi, çatışmaların daha uzun süre devam etmesine ve ülkenin iç savaşa girmesine neden olabilir. Elbette unutmayalım ki, uluslararası tarafların muharebenin sonucu ve şekli üzerinde büyük etkisi olacaktır. Bu grupların en önemlilerinden biri Sudan'da bulunan Wagner güçleridir ve bunlar Hızlı Destek Güçlerini askeri silahlarla destekleyebilirler.
Yine de halk desteğine sahip olduğu söylenen HDK’nin eksiklikleri var. Askeri ve stratejik konularda uzman Emekli Tümgeneral Amin Ismail Majzoub, BBC'ye verdiği demeçte, “Hızlı Destek Kuvvetleri’nin gerçek sayısı konusunda abartmalar var. Hızlı Destek Kuvvetleri’nin gerçek sayısı 100 bin değil, sadece 45.000’dir” ifadelerinde bulundu.
Ancak, Sudan gazetesinin Afrika konusunda uzman muhabiri Sabah Musa, Hızlı Destek Güçleri’nin sıradan milisler olmadığını, aksine güç olarak Sudan Ordusu’na paralel olduklarını ve askeri tecrübelerinin yüksek olduğunu söyledi. Musa, iki tarafın yeteneklerinin çok benzer olduğunu ancak ordunun üstünlüğünün savaş alanında belirleyici bir rol üstleneceğini ifade etti.
Sudan'daki silahlı kuvvetlerin sayısı ise "Global Fire" internet sitesinin askeri raporlarına göre 205 bin civarında bulunmaktadır. Hava Kuvvetleri’nin ise 45'i savaş uçağı, 37'si taarruz uçağı, 25'i sabit kanatlı askeri kargo uçağı olmak üzere 191 savaş uçağına sahip olduğu gözükmektedir. Sudan Hava Kuvvetleri de dünyanın en güçlü kuvvetleri arasında 47. sırada yer alıyor.
Son dönemde yaşanan çatışmalarla birlikte aşiret milisleri ile ticari işletmelerin karışımı ve devleti ele geçirmeye çalışan paralı asker gücü olarak değerlendirebileceğimiz Hızlı Destek Güçleri'nin adı ortaya çıkmış gibi gözüküyor. Hızlı Destek Güçlerinin nasıl yükseldiğine ışık tutmaya çalışacağız.
Hızlı Destek Güçleri, 2013 yılında dönemin cumhurbaşkanı Ömer El Beşir'in kararnamesiyle resmen kuruldu. Ancak 5.000 kişilik çekirdek güçleri bundan çok önce silahlı ve aktifti. Hikayeleri 2003 yılında Beşir hükümetinin Darfur'da Afrikalı isyancılara karşı savaşmak için Arap çobanlardan oluşan güçleri seferber etmesiyle başlıyor. Janjaweed kuvvetlerinin çekirdeği (daha sonra Hızlı Müdahale Kuvvetleri olarak yeniden adlandırıldı), Kuzey Darfur'da ve Çad'daki komşu bölgelerde bulunan bazı Arap kabilelerinden gelen deve çobanlarından oluşuyordu. 2003-2005 yılları arasındaki Darfur savaşı sırasında en ünlü Cancavid lideri, bir Arap aşiretinin lideri olan Musa Hilal'di.
Bu savaşçılar yeterliliklerini kanıtladıklarında, Beşir onları Sınır İstihbarat Birimleri adını verdiği paramiliter bir güç olarak resmileştirdi. Güney Darfur'da faaliyet gösteren bu tugayın üyeleri arasında kendine özgü bir dinamizme sahip genç bir savaşçı olan "Hemetti" olarak bilinen Mohamed Dagalo da vardı. 2007 yılı, Hemetti'nin kariyerinde, hükümetin maaşlarını ödememesi nedeniyle, güçleri arasında hoşnutsuzluğun yayıldığı önemli bir dönüm noktası oldu. Kendilerini sömürülmüş hissettiler, cepheye gönderildiler, vahşetten sorumlu tutuldular ve sonra terk edildiler.
Bunun üzerine Hemetti ve savaşçıları isyan ettiler, "kıyamet gününe kadar" Hartum'la savaşmaya ant içtiler ve Darfurlu isyancılarla bir anlaşma yapmaya çalıştılar. Ancak Hemetti, kendisine iyi bir anlaşma teklif edildiğinde El Beşir rejimiyle barıştı. Hemetti komutasındaki kuvvetlerin maaşları geriye dönük olarak ödendi ve subaylarına askeri rütbeler verildi (Hemetti tuğgeneral oldu, bu da Kurmay Koleji'nde okuyan ordu subaylarını kızdırdı). El-Beşir’in, Hemetti'ye de yüklü miktarda para da verdiği de söylendi.
2013 yılında Hemetti'nin komutası altında yeni bir paramiliter güç oluşturuldu ve adı Hızlı Destek Kuvvetleri olarak belirlendi. Sudan Ordusu’nun Genelkurmay Başkanı, yeni askeri oluşuma aktarılan paranın, ordunun güçlendirilmesi için ayrılması gerektiğini savunuyordu. Ancak El-Beşir, ordu içerisinde kendisine karşı bir darbe girişiminden korkuyordu. Hızlı Destek Kuvvetlerine verdiği maddi desteklerle onları tarafına çekmişti.
Ancak Hemetti'nin durumu, bir Arap kabilesinin lideri olan Musa Hilal ile yoğun bir rekabet içinde olduğu için kolay olmadı. Hemetti ve Hilal arasındaki rekabet, 2012 yılında Kuzey Darfur eyaletindeki Jebel Amer'de altın bulunmasıyla şiddetlendi.
Böylece, Arap kabileleri arasında altın alanlarını kontrol etmek ve onu Sudan parasıyla piyasa fiyatından daha yüksek ödeyen hükümete satmak için kendi aralarında mücadele etmeye başladılar. Özellikle Dubai de döviz karşılığında satılabilecek altını almaya can atıyordu. O zamanlar Sudan, petrol rezervlerinin çoğunu içeren Güney Sudan'ın ayrılması nedeniyle ekonomik bir krizden muzdaripti.
2017 itibariyle, altın satışları Sudan’nın ihracatının yüzde 40'ını oluşturuyordu. Hemetti altını kontrol etmeye hevesliydi. Zaten bazı madenlere sahipti ve Al-Junaid olarak bilinen bir ticaret şirketi kurdu. Ancak Hilal, hükümetin Jebel Amer madenlerine erişimini engelleyerek Başkan Beşir'e bir kez daha meydan okuyunca, Hemetti'nin güçleri karşı saldırıya geçti. Kasım 2017'de Hemetti’nin güçleri Hilal'i tutukladı ve Sudan'ın en karlı altın madenlerini ele geçirdi.
Altın ve paralı asker faaliyeti sayesinde Hemetti, bir gecede ülkenin en büyük altın tüccarı ve- Çad ve Libya sınırlarını kontrol ederek- en büyük sınır muhafız gücü oldu. Hilal ise hapiste kaldı. Böylece Hemetti, Sudan'daki en büyük "siyasi bütçeyi", özel güvenliğe veya herhangi bir faaliyete harcanabilecek parayı, hesap verme sorumluluğu olmaksızın kontrol ediyordu. Akrabaları tarafından yönetilen Al-Junaid şirketi, yatırım, madencilik, ulaşım, araba ticareti ve demir-çeliği kapsayan devasa bir holding haline geldi.
Beşir Nisan 2019'da düştüğünde Hemetti, Sudan'ın en zengin adamlarından biri haline gelmişti. Hızlı Destek Güçleri, Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Sudan'daki siyasi, ekonomik ve medya gücünün birçoğunu paylaşmakta. Belki de bu hem Hemetti'nin hem de El-Burhan'ın mücadelesinin bu ayrıcalıkları korumak olduğunu açıklıyor.
Böylece Hemetti, El-Beşir'in elinde Darfur'daki Afrika kabilelerinin kanını döken bir adamdan, Sudan'daki yönetişimde önemli bir ortağa dönüştü. Bundan sonra Hemetti, ekonomik ve askeri çıkarlarını korumak için Sudan Ordusu’yla savaşmaya başladı.
4-Sudan ihtilafını etkileyen bölgesel taraflar
Her ne kadar BAE ve Libyalı General Hafter, Hızlı Destek Güçlerine silah göndermeye dahil olsa da Sudan'daki çatışma, farklı ülkeleri de ilgilendiriyor. Dolayısıyla Sudan'daki mevcut çatışma, karmaşık bir hale bürünmüş durumdadır.
Ağırlıklı olarak Rusya ve sağ kolu olan Wagner, Birleşik Arap Emirlikleri, Libya ve Mısır olmak üzere 4 ana tarafı irdeleyeceğiz.
A) Rusya
Rusya'nın Sudan'daki olaylara olan ilgisi, son dönemde Afrika'ya olan ilgisinin bir parçasını oluşturuyor. Bu ilgi, Rusya-Ukrayna savaşından sonra yeni müttefikler kazanma ve Rusya'ya uygulanan Avrupa-Amerikan ekonomik ablukasını kaldırma girişimi olarak arttı. Aynı zamanda eski çağlardan beri Fransız nüfuz alanı olan Afrika kıtasında Fransa'nın bıraktığı boşluğu doldurmaya çalışmaktadır.
Rusya'nın Sudan'a olan ilgisini ekonomik ve askeri olmak üzere iki ana başlık oluşturuyor. Askeri boyuta baktığımızda Rusya, Kızıldeniz'in stratejik kıyılarında askeri üsler kurmaya çalışıyor. Bu konuda Rusya, Çin ile Amerika rekabet halinde bulunuyor.
Nitekim Aralık 2020'de Rusya ve Sudan tarafları arasında Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan'da, Rus deniz lojistik üssü kurulmasına yönelik bir askeri iş birliği anlaşması imzalandı. Amerikan tarafı bu adıma açıkça karşı çıktı; Eylül 2022'nin sonlarında ABD'nin Sudan büyükelçisi, Kızıldeniz kıyısında bir Rus askeri üssü kurmanın sonuçları konusunda uyarıda bulundu ve bu adımın Sudan'ı uluslararası toplumdan izole edeceğini, devletin çıkarlarını baltalayacağını belirtti. Bu, bazılarını Sudan'daki son çatışmaların Rusya'nın Kızıldeniz'de askeri üsler kurmasını engellemeyi amaçladığına inandırıyor. Mevcut çatışmaların Ortadoğu'daki ABD-Rus rekabetinin bir uzantısı olduğu söylenebilir.
Bununla birlikte, Rusya'nın varlığı uzun zaman önce, özellikle eski Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, Wagner'in istihbarat ajanlarına, özel kuvvetlere ve Hızlı Destek Güçleri olarak bilinen paramiliter gruba askeri eğitim vermesiyle başlamıştı. El Beşir, protestoları durdurmadaki yardımı karşılığında, Sudan'ın Rusya'nın "Afrika'nın anahtarı" olmasını önererek Rusya ile yeni bir ittifak aramıştı.
Ancak El Beşir'in Nisan 2019'da devrilmesi ve ev hapsine alınmasının ardından Ruslar, hızla taraf değiştirdi. Üst düzey Rus askeri yetkililerinden oluşan bir heyetin bulunduğu bir uçak Sudan'ın başkentine ulaştı. Korgeneral Mohamed Hamdan Dagalo'nun (Hemetti) erkek kardeşi de dahil olmak üzere üst düzey Sudanlı savunma yetkilileriyle Moskova'ya döndü.
Amerika Birleşik Devletleri, Wagner'e karşı sürekli yaptırımlar uygulamış ve ABD Maslahatgüzarı ile Birleşik Krallık ve Norveç'in “Hartum”daki büyükelçileri Mart 2022'de “Wagner” grubunun faaliyetlerini eleştiren sert dilli bir açıklama yayınlamıştı. Bu açıklamalar, altın madenciliği ile ilgili yasadışı faaliyetlerde bulunulduğu suçlamalarının yapıldığı açıklamalardı. Aralık 2022'de teknolojiye ve malzemelere erişimini kısıtlamak için yeni ABD kısıtlamaları getirildi; bu durum Rusya-Ukrayna savaşındaki rolünden kaynaklanmaktadır.
Mevcut çatışmanın, Moskova ile Hartum arasında Sudan'da Rus Donanması için bir lojistik merkez kurulmasına ilişkin anlaşmanın onaylanmasını etkilememesi muhtemeldir. Moskova, Kızıldeniz'e yakın ve karayla çevrili Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki etki alanlarına yakın olduğu için bu üssün Rus Donanması için önemli bir lojistik merkez haline gelmesini umuyor ki halihazırda Rus madencilik şirketlerinin faaliyet gösterdiği Sahel ve Sahra bölgeleri de bulunmaktadır.
Batı Sudan, Wagner'in en önemlileri Çad ve Orta Afrika olan komşu ülkelerdeki operasyonları için de bir çıkış arazisi ve uranyum çıkarma için potansiyel bir merkez haline geldi. Rus jeologlardan oluşan bir ekip, uranyum potansiyelini değerlendirmek için daha önce Darfur'u ziyaret etmişti.
Rusya'nin Hemetti ile ilişkisi geçen Ekim darbesinden bu yana derinleşti. Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı “Mohamed Hamdan Daglo Hemetti ”nin 23 Şubat 2022 tarihinde Rusya'yı ziyaret ettiği ve bu suretle, çeşitli düzeylerde ikili bağları güçlendirmek istediği biliniyor.
İki üst düzey Batılı yetkili, New York Times gazetesinde bu ziyaret hakkında, Hemetti'nin Rusya ziyaretini Wagner'in organize ettiğini bildirdi. Gezi görünüşte bir ekonomik yardım paketini görüşmek için olsa da Hemetti, uçağında altın külçeleri taşıdı ve askeri insansız hava araçlarının temini için Rus yetkililerden yardım istedi ve bir hafta sonra Sudan'a döndüğünde; Rusya'nın Kızıldeniz'de üs kurmasında "sorun olmadığını" açıkladı.
Ekonomik açıdan, Rusya daha çok Sudan'daki altın madenlerine odaklanıyor. Wagner'in paralı askerlerinin Sudan'daki madencilik faaliyetleri, Rusya Merkez Bankası'nda Moskova'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından ihtiyaç duyduğu altın rezervlerinin oluşmasına yardımcı oldu. CNN, bir yıl boyunca en az 16 Rus uçuşunun Sudan'dan Rusya'ya altın kaçırdığını bildirdi.
Aynı bağlamda Rusya, Sudan ile ticaret alışverişini geliştirmeye çalışmaktadır. Rusya son yıllarda Sudan'ın en önemli ticaret ortaklarından biridir. Rusya'nın 2021 yılında Sudan'a ihracatı yaklaşık (306,2) milyon dolar olurken, aynı yıl Sudan'dan yaptığı ithalat yaklaşık (272) bin dolar olarak gerçekleşti.
B) BAE
Sudan'da yeni keşfedilen altın madenleriyle ilgilenen tek ülke Rusya değildi. BAE'nin bu konuda da güçlü atılımları bulunuyor. Ancak BAE'nin Sudan altınından yararlanmadaki rolünden bahsetmeden önce, BAE'nin Sudan'da Kızıldeniz'e bir liman işletmek ve inşa etmek üzere farklı yatırımları olduğunu da belirtmeliyiz. Ayrıca havayolu düşü, maliyetli havayolu şirketi kurmak ve tarım üzerine yapılan diğer yatırımlarda söz konusu olmaktadır.
Bir diğer önemli husus da BAE'nin Hemetti ile ilişkilerinin çok iyi olması sonucunda Hızlı Destek Güçlerinden Yemen'e kuvvetler göndermesi ve Libya'da Halife Hafter'e bağlı güçlerin yanında savaşmak üzere bir tugay konuşlandırmasını sağlamasıdır. Bunun mali bedelini muhtemelen BAE ödeyecek. Ama Hemetti, Hafter'in güçlerini de destekleyen Mısır'a da hizmet ediyor. Emirlikler ve Suudi Arabistan ile güçlü ilişkiler kurmasını sağlayan da buydu.
Suudi Arabistan ve BAE, İslamcılarla güçlü ilişkisi nedeniyle Ömer El Beşir'e yönelik darbeyi desteklemişti. Dolayısıyla Hemetti'nin Körfez ülkeleri için El Beşir'den çok daha iyi bir alternatif olduğuna şüphe yok ve Birleşik Arap Emirlikleri, Hemetti ile sağlam bir iz bırakmışsa, o zaman Suudi Arabistan'ın el-Burhan ile de yakın bir ilişkisi vardı.
Emirliklerin en önemli çıkarına baktığımızda karşımıza altın çıkmaktadır. Hemetti'nin yardımıyla Sudan altınını yurtdışına kaçırmanın başlıca nedeni olarak BAE'ye karşı tekrarlanan suçlamalar var.
Yolsuzlukla mücadele alanında çalışan bir insan hakları kuruluşu olan Global Witness tarafından 2019'da yayınlanan raporda, Hemetti'nin kontrolündeki Hızlı Destek Güçlerinin, jebel Amer madeninin yanı sıra ülkedeki diğer üç madeni de kontrol ettiğini ortaya koydu. Bu durum Hemetti ile bağlı olduğu kuvvetin, çatışmaların önemli bir tarafı olduğunu gösterdi.
Kuruluş raporunda, Sudan altınının BAE'ye ihraç edilmesine yönelik aracı şirketin "Al-Junaid" şirketi olduğunu açıklıyor. 2009 yılında Hemetti'nin kardeşi Abdurrahman Hamdan Dagalo tarafından kurulan bu şirkette Hemetti, aile üyelerinin yanı sıra kendisinin de yönetim kurulu üyeliği bulunuyor.
Al Junaid'inin, First Abu Dhabi Bank'ta şirket adına bir banka hesabı bulunuyor. Global Witness'a göre, altın ihracatı için nakit ödemeler bu hesap üzerinden yapılıyor. Buna göre Sudan, yılda 16 milyar dolar değerindeki ihraç ettiği altınların %99’nu BAE’ye gönderiyor.
Sudan’da 2019'de El Beşir'in ve Abdullah Hamdok'un Ekim 2021'de devrilmesinden bu yana ülkedeki altınların BAE’ye ihraç edildiği kesin olarak gözükmektedir.
Al-junaid, kendisine verilen imtiyaz bölgesi olan ve ülkedeki en büyük altın rezervlerini içeren Darfur'daki Jebel Amer bölgesine ek olarak, operasyonlarını Kuzey Kordofan'a ve kuzey Sudan'ın bazı bölgelerine genişletti.
Rapora göre, Hızlı Destek’in BAE’den partiler halinde toplam 150 milyon dirhem (40 milyon dolardan fazla) aldığını ve bunun 111 milyon dirheminden (30 milyon dolar) fazlasını BAE’den satın alım gerçekleştirmek üzere harcandığını gösteriyor.
C) Mısır
Mısır, özellikle Sudan ile sınırı olması nedeniyle, Sudan'da yaşananlardan en çok etkilenen ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. Ancak Sudan'daki mevcut kriz, Etiyopya’daki Büyük Rönesans Barajı'nın Nil sularından doldurulmasına ilişkin kurallar konusunda Mısır, Sudan ve Etiyopya arasındaki anlaşmazlığa çözüm bulmayı amaçlayan görüşmeleri daha da karmaşık hale getiriyor.
Ancak en tehlikeli olay, Mısır askerlerinin bulunduğu üssü, Hızlı Destek Güçlerinin teslim aldığını gösteren bir videonun yayılmasıydı. Bu durum Mısır’ın diplomatik olarak müdahalesini zorunlu kılıyordu. Lakin en sonunda bölgedeki Mısır askerlerinin bir kısmı ülkelerine dönerken diğer kısmı ise Mısır Büyükelçiliğ’inde bulunuyor.
Sudan krizinin büyük etkisine rağmen Mısır, tarafsız kalmaya karar verdi. Mısır, esas olarak taraflar arasındaki anlaşmazlığı sona erdirmeye ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınmaya odaklanan bir noktada bulunuyor. Ancak tüm tarafların uzlaşmadan uzak olması nedeniyle Mısır’ın bu tavrının uzun soluklu olması zor görünüyor.
Mısır'ın ulusal güvenliği tamamen Sudan'ın istikrarına bağlıdır. İki ülkenin tarihi ve çoğrafi noktada ortak oluşu nedeniyle yine bölgedeki çıkar ve sorunlardan eşdeğer pay almaktadırlar. Bu nedenle Sudan topraklarında istikrarın hâkim olması önemlidir. Fakat anlaşmazlığın tarafları ortak payda üzerinde anlaşmadıkça, bu istikrar sağlanamayacaktır. Mısır’ın tarafsızlığı ise El-Buhran ve Sudan Ordusu’yla ilişkilerinin iyi olmasından kaynaklanmaktadır.
D) Libya
Sudan'daki askeri çatışmaların Libya'da özellikle Sudan sınırına yakın güney bölgesinde, yansımaları ve istikrar üzerinde önemli etkileri olacaktır. Hemetti’nin bu bölgede eskiye dayanan ilişkileri ve Libya’nın bölgede bulunan milisleri bu yansımaların temelini oluşturacak faktörlerdir.
Sudan'daki çatışmanın devam etmesi durumunda Libya'da bulunan "Cancavid" güçleri Hızlı Destek Güçlerine destek verecek ve bu durumun Libya’nın istikrarını da etkileyeceği aşikardır. Libya’nın güneyine konuşlandırılan Cancavid birliklerinin bölgeden kaçma imkanları olmaması ve Libya’nın bu birlikleri sınır dışına itmesinin ise oldukça güç olması ileriki süreçlerde Libya’nın yeni bir krize müdahil olabileceğini gösteriyor.
Libya'nın güneyindeki Teşkilat ve Askeri İdare Otoritesi Başkanı, sınırların kapatılması ve herhangi bir sızmayı önlemek için askeri güçler görevlendirilerek Kufra Havalimanı'na keşif uçakları yerleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Çatışmaların Libya'ya sıçraması durumunda ülkenin güneydoğusunun sıcak çatışmalardan etkileneceği vurguladı.
Sudan’daki kriz, Libya’nın özellikle güneydoğu bölgesindeki düzenli ordu eksikliğinden kaynaklı olarak güvenliğini tehdit edecektir.
Libya, "Darfur" bölgesindeki çatışmalar sonucunda zaten güvenlik gerilimlerine tanık oldu ve bu nedenle Sudan'daki çatışmaların yeniden canlanması, gerilimlerin yeniden Libya'ya taşınması anlamına geliyor. Bu durum, Libya çatışmasının taraflarından biri tarafından istismar edilebilir.
Çatışma devam ederken, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği'nin rolü halen çok zayıf. Arap Birliği, Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında devam eden silahlı çatışmaların bir an önce sona erdirilmesi için Birleşmiş Milletler ile çalışmaya ve koordinasyona hazır olduğunu ilan etmesine rağmen sahadaki gerilimin durumda bir değişiklik olmadı.
5- Beklenen Senaryolar
Çatışmaların kısa sürede sona ermesi beklenmiyor. Büyük olasılıkla, savaş uzayacak ve hızlı olmayacak çünkü her iki taraf da savaşı başkenti ele geçirme üzerine kurugulayacak. Gelişmeler Hemetti lehine olmazsa ise Hemetti’nin Darfur'a (Hızlı Destek Kuvvetlerinin kalesi) çekilmesi beklenen senaryolardan bir olarak gözükmektedir.
Ancak Hemetti Darfur'a çekilse bile birçok akrabasının ve bölgedeki Arap kabilelerinin Sudan Ordusu’na destek beyanı göz önüne alındığında, yeterli desteği bulamayacak. Bu nedenle Hemetti'nin savaştaki ana gayesi ülkenin başkenti olan Hartum’u ele geçirmektir. Ancak çatışmaların şiddeti sebebiyle bunun gerçekleşmesi zor gözükmektedir. Hartum’daki savaşın galibi Hemetti olmaması durumunda, bu onun siyasi geleceğinin sona ermesine yol açabilir.
Ancak genel olarak gerçekleşebilecek 3 senaryo üzerinde durulmaktadır;
İlk senaryo, Sudan Ordusu’nun zafer elde ederek Hızlı Destek Kuvvetlerinin sona erdirilmesini ele alıyor. Bu durumda ise Sudan Ordusu’nun ülkedeki tüm bölgelere konuşlandırılması ile ulusal güvenliğin yeniden normale dönmesi bekleniyor.
İkinci senaryo ise, kardeş ve dost ülkelerin arabuluculuk rolü üstlenmesiyle ateşkesin sağlanacağı değerlendiriliyor. Böylece geri kalan Hızlı Destek Güçlerinin Sudan Ordusu’yla birleştirilmesi sonucunda bölgelerin barışçıl şekilde kontrol edilebilir olması, Sudan için kalkınma ve refahın önünü açabilir.
Üçüncü senaryoya baktığımızda Libya örneğine benzer şekilde, ülkenin askeri olarak bölünmesine yol açacak olan, Sudan Ordusu’na karşı verilen mücadelede Hızlı Destek Güçlerinin zaferidir. Hızlı Destek Güçlerinin zaferiyle Sudan Ordusu’yla bütünleşmenin imkânsız oluşu ise geleceği bulanık bir hale bürüyor.
Sonuç
Zaman geçtikçe, her iki taraftaki kayıpların sayısı artıyor ve herhangi bir siyasi çözüme ulaşmak gittikçe karmaşık bir hal alıyor. Sudan'daki mevcut çatışmaların halihazırda kötü olan ekonomiyi daha da kötüleştirdiğine şüphe yoktur.
Ancak bu çatışmanın sonuçları ağırlıklı olarak 3 ülkeyi etkilemektedir. Bu ülkelerin ilki, ekonomik olarak kötü durumda olan Mısır’dır. Sudan'da yaşanacak herhangi bir rahatsızlık Mısır'ın ulusal güvenliğini etkileyebilir ve bu da Mısır siyasi liderliğine ek bir yük oluşturabilir. Özellikle Mısır ordusu ile El-Burhan liderliğindeki Sudan Ordusu arasındaki ilişkilerin güçlenmesi, Mısır’ın çıkarına olarak çatışmaların bir an önce sona ermesine zemin hazırlayacaktır.
İkinci ülke olarak karşımıza BAE çıkmaktadır. Arap Emirlikleri altın ihracı noktasında Hemetti ile olan ilişkileri, Hemetti’nin hezimete uğramasıyla zarar görecektir. Bu durumda BAE’nin Sudan’da yaşayabileceği kayıp, bölgede büyük darbe almasına neden olacaktır.
Ancak Hemetti şu anda Sudan Ordusu’na karşı verdiği mücadeleyi kaybetse bile bu, BAE'nin Sudan'daki çıkarlarından kolayca vazgeçeceği anlamına gelmiyor. BAE, Libya ve Yemen gibi müdahale ettiği tüm ülkelerde çıkarlarından kolay kolay vazgeçmedi. Dolayısıyla Hemetti'nin kaybedilmesi durumunda BAE'nin Sudan'dan çekilmesini beklemek doğru olmayacaktır.
Çatışmalara taraf olan üçüncü ülke ise Rusya’dır. Wagner, Sudan'ı diğer Afrika ülkelerine ulaşmak için bir üs haline getirdi. Sudan Ordusu’nun komutanı Burhan, Rusya'nın Sudan'daki varlığına herhangi bir itirazda bulunmasa da Rusya'nın Hemetti ile olan ilişkiler daha kuvvetlidir.
El-Burhan'ın Hemetti'ye karşı savaşındaki zaferi ABD'nin, Rusya'nın Kızıldeniz’e askeri üs kurma projesinin durdurulmasına sebep olabilir ki bu durumda Rusya, bölgede güçlü bir darbe almış olacaktır.
Aynı zamanda Rusya'nın Sudan'da altın yoluyla elde ettiği ekonomik faydaları da unutmamak gerekir. Rusya, Ukrayna'daki savaşla meşgul olsa da Sudan'ı kaybetmesi, Çad, Orta Afrika ve Libya gibi diğer Afrika ülkeleri üzerindeki etkisinin zayıflamasına neden olabilir.
Sudan'daki mevcut çatışmalar, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Sudan'daki Suudi etkisini zayıflatma girişimi olabilir. Suudi Arabistan daha önceki dönemlerde El-Burhan'ı desteklemişti. Özellikle BAE, Suudi-İran yakınlaşması nedeniyle Yemen'deki etkisinin büyük bir bölümünü kaybettiği için çeşitli politikalar izlemekte.
Bazı haberler Sudan Ordusu’nun saha savaşlarında ilerlediğini gösterse de bir tarafın kapsamlı üstünlüğünden bahsetmek zor. Özellikle birkaç ülkenin artan çıkarlarıyla. Sudan'daki mevcut çatışmalar, birçok bölgesel ve uluslararası ülke arasındaki yoğun rekabetin yeni bir sonucudur. Ancak ne yazık ki akan Sudanlıların kanıdır. Bu çatışmaların daha fazla kayıplara yol açmadan sonra ermesi ve Sudan halkının bir an önce hak ettiği huzur ve refaha kavuşması hepimizin ortak arzusudur.
Kaynaklar
Arabi21 (17.04.2023), Sudan'da yaşananların güney Libya'ya ve oradaki "Afrikalı paralı askerlere" yansımaları nelerdir?
Arabi21 (17.04.2023), Hemetti: "İslamcılarla savaşıyoruz ve demokrasiyi koruyoruz... ve el-Burhan aşırılık yanlısı".
Arabi21 (17.04.2023) , Askeri uzman: Sudan'daki savaş bir güç mücadelesidir.
BBC Arabic (17.04.2023), Sudan'daki çatışmalar: Savaşan taraflar arasındaki çatışmayı sona erdirmek için uluslararası çabalar.
BBC Arabic (21.07.2019), Hızlı Destek Güçleri: Hemetti ve Paralı Askerin Altın İçin Şiddetli Savaşı.
BBC Arabic (17.04.2023), Sudan Çatışmaları: el-Burhan ve Hemetti, Sağlam Dostluktan Askeri Yüzleşmeye.
BBC Arabic (15.04.2023), Hemetti: O kim ve Sudan'daki siyasi denklemde nasıl önemli bir oyuncu oldu?
Al-Araby (17.04.2023), The Washington Post: Sudan'daki çatışmaların nedenleri ve olası yansımaları bunlar.
Sky News Arabia (15.04.2023), Sudan ordusunun ve Hızlı Destek Güçlerinin yetenekleri nelerdir?
Al-Jazeera (16.04.2023), İstikrarı ulusal güvenliğidir... Sudan'daki silahlı çatışmada Mısır'ın seçenekleri nelerdir?
İnter Regional (09.02.2023), Batı-Rusya rekabetinin Sudan'da tırmanmasının boyutları.
Al-Araby (17.04.2023), Sudan Çatışmaları. Çatışmanın sebepleri, sonuçları ve beklenen senaryolar.
Future UAE (16.04.2023), Askeri iç çatışma Sudan'ın istikrarını nasıl tehdit ediyor?
Emirates Leakes (18.04.2023), Birleşik Arap Emirliklerin Sudan'ın kaynaklarını yağmalama ve içinde kaos yayma kolu Hemetti.
Al-Araby (07.06.2022), Rus "Wagner" Sudan'ın altınını bu şekilde çalıyor ve devrimini bastırmaya ve darbecileri desteklemeye katılıyor.
Al-Araby (16.04.2023), Kremlin'in kolu ve "Sudan'ın kayıp altını" . Wagner Grubu ile Hemetti arasındaki ilişki nedir?
Akhbar Al Aan (16.04.2023), Wagner altını yağmalayıp iç savaşı körüklerdi. Rusya Sudan'dan ne istiyor?
Bu site içeriğinin telif hakları Stratejik Düşünce Enstitüsü’ne ait olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak alıntılar dışında önceden izin alınmaksızın hiçbir şekilde kullanılamaz ve yeniden yayımlanamaz. Bu sitede yer alan SDE'nin kurumsal bilgileri ile SDE Akademik Personeli'nin çalışmaları dışındaki diğer görüş ve değerlendirmeler, yalnızca yazarının düşüncelerini yansıtmaktadır; SDE'nin kurumsal görüşünü temsil etmemektedir.